Zombi hayatta kalma oyunlarına aşina olabilirsiniz. Bu tür genellikle bazı unsurlara dayanır: Zombilerden kaçmaya çalışan sıradan sivil gruplar, barikatlar ve devasa zombi orduları. Ancak, bağımsız stüdyo PikPok tarafından geliştirilen Into The Dead: Our Darkest Days, bu klişelere meydan okuyor.
- Into the Dead: Our Darkest Days , PC platformunda incelendi.
Wellington merkezli Yeni Zelandalı video oyun stüdyosu PikPok tarafından geliştirilen ve 2025 yılına ertelenen aksiyon, strateji, simülasyon ve korku oyunu Into the Dead: Our Darkest Days, demo sürümüyle oyuncuların beğenisine sunuldu.
Into the Dead: Our Darkest Days ile ölülerin arasında sıkışıp kalmış çaresiz bir grup insanın liderliğini üstleniyoruz ve tek bir amacımız var: Hayatta kalmak. Oyun, 2D düzlemde sunduğu oynanışıyla bu deneyime daha samimi bir atmosfer katmayı başarmış gibi görünüyor. Gelin, bu 2D dünyada 1980’lerin Texas’ına adım atalım. Walton City’de, her köşeden çıkan zombilere karşı stratejik zekâmız işe yarayacak mı, görelim!
Her karakterin ayrı bir derdi var
Oyunumuzun hikayesi, 1980 yılında Texas’ın kıyı şehri Walton City’de geçiyor. Zombi salgınından önce, bu şehir genişleyip metropol olma yolunda ilerlerken aynı zamanda ekonomik krizle mücadele ediyordu. Ancak zombi salgını ABD kıyılarına ulaştığında şehrin kaderi bir anda değişti. Kısa sürede zombi sürüleri şehri ele geçirdi ve hayatta kalan bir avuç insan dış dünyadan tamamen kopuk bir şekilde yaşam mücadelesi vermeye başladı.
Bu insanlar için artık tek bir hedef var: Şehir dışında güvenli olduğu söylenen bir bölgeye ulaşmak. Ancak bu hedefe varabilmek için önce hayatta kalmaları gerekiyor. Bu yüzden her biri, korkularını bir kenara bırakıp birlikte hareket etmek zorunda. Sonuçta, birlikten kuvvet doğar – özellikle de karşınızda devasa bir zombi sürüsü varsa!
Into the Dead: Our Darkest Days karakterleri ve özellikleri
Demoyu oynarken dikkatimi çeken özelliklerden biri, oyunun oyunculara sunduğu geniş karakter yelpazesi oldu. Farklı özelliklere sahip karakter çiftleri arasından seçim yapabiliyoruz ve her bir karakterin kendine özgü hem olumlu hem de olumsuz özellikleri bulunuyor.
Bu sayede stratejik tercihler yapabiliyor, oyun tarzımıza uygun seçimler oluşturabiliyoruz. En önemlisi ise oyun, daha en başından oyuncuya “Nasıl oynamak istersen, öyle oyna” güvenini veriyor!
Into the Dead: Our Darkest Days demosunu oynarken, hem Darrel & Leo ikilisini hem de Daphne & Penny ikilisini seçerek farklı karakter özelliklerini denedim. Darrel’in demir gibi bir mideye sahip olması ve Leo’nun yakın dövüşteki gücü, Daphne’nin tıbbi becerileri ve Penny’nin sessiz hareket etme kabiliyeti keşiflerde büyük avantaj sağladı. Her şey yolunda gibiydi, ta ki üzücü bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalana kadar… Bazen geri dönüş yoktur, ve bu dünyada her adımın bir bedeli olduğunu unutmamak gerekir.
Karakter yönetimi: Açlık, uyku ve psikolojik durum
Seçtiğimiz karakterlerin hayatta kalabilmesi için sadece zombilerle savaşmaları yeterli değil; aynı zamanda açlık, uyku ve psikolojik durumlarını dengede tutmamız gerekiyor. Açlık ve uyku ihtiyaçları düzenli olarak karşılanmazsa, karakterlerin performansı düşüyor ve hata yapma olasılıkları artıyor ya da görevleri yerine getirmeyi reddedebiliyorlar.
Psikolojik durum da oyunun önemli unsurlarından biri. Bir karakterin ölmesiyle, hayatta kalan diğerleri “yas” sürecine giriyor, moraller düşüyor ve ekip içindeki uyum bir anda bozuluyor; kısacası her şey çorap söküğü gibi gidiyor. Üstelik bir karakter öldüğünde onu bir daha oyunda kullanamıyoruz, bu da her adımı dikkatli atmamız gerektiğini acı bir şekilde yüzümüze vuruyor.
Maalesef bu gerçeği, oynarken bizzat tecrübe ettim. Zombilerle savaşmak her zaman en mantıklı seçenek değil; oyun bize bir de gizlilik fırsatı sunuyor. Demoyu oynayacaklara tavsiyem: her zaman saldırmak en akıllıca karar olmayabilir. Stratejik düşünmek şart! Yoksa işler hızla çığırından çıkabiliyor!
Evim evim, zombi dolsa da güzel evim
Barınaklar, oyundaki güvenli alanlarımız. Ancak, bu güvenlik sadece geçici; barınaklar sürekli güçlendirilmezse, zombiler barikatları kolayca aşabiliyor. Bu yüzden mevcut barınağımızı geliştirmemiz veya yeni sığınaklar aramamız gerekmekte.
Keşiflerde bulduğumuz kaynaklarla barınağımızı güçlendirebilir veya daha güvenli bir bölgeye geçiş yapabiliriz. Zombi dolu bir dünyada sabit bir yerde kalmak ne kadar mantıklı? Karar sizin, sonuçta oyunumuz bu seçimi size bırakmış!
Keşif ve kaynak yönetimi
Keşifler, oyunun en kritik parçalarından biri. Hayatta kalmak istiyorsak, Walton City’nin harabe sokaklarında yiyecek, su, ilaç ve mühimmat gibi hayati kaynakları toplamak zorundayız. Tabii her keşfin karakterlerimizi tehlikeye attığını söylememe bile gerek yok!
Kaynakları doğru yönetmek, hayatta kalmamızın kilit noktası. Hangi karakterin ne kadar yiyecek tüketeceği veya hangi malzemelerin barınak güçlendirmesi için kullanılacağı gibi kararlar tamamen senin planlamana bağlı. Strateji önemli, aksi takdirde açlık ve susuzluk, zombilerden bile daha büyük bir düşman olabilir.
Into the Dead: Our Darkest Days; 80’lerin zombili This War of Mine deneyimi
Into the Dead: Our Darkest Days, atmosferi ve görsel güzelliğiyle gerçekten etkileyici bir deneyim sunmayı başarmış. Terk edilmiş binalar, kırık dökük araçlar ve zombi dolu Walton City’nin dar sokaklarında ilerlemek, beni kelimenin tam anlamıyla büyüledi. 2.5D yapısına rağmen, öylesine detaylı ve ince işlenmiş ki, üç boyutlu bir dünyada dolaşıyormuş gibi hissettim.
Her alanın tasarımı ince ince işlenmiş; binaların dokusu, sokaklardaki yaşanmışlık hissi ve ışık oyunlarıyla yaratılan atmosfer, oyunun görsel zenginliğine derinlik katmış. Işık tasarımına özellikle değinmek gerek; pencereden süzülen gün ışığı bile, bu kasvetli dünyada içimi ısıttı diyebilirim. Kısacası, mükemmel bir atmosfer tasarımı bizi bekliyor
Değerlendirme
Demo sürümünü deneyimledikten sonra, Into the Dead: Our Darkest Days’in 2025’te erken erişime açılacağını duyuran PikPok’un tam sürümünü büyük bir heyecanla bekliyorum. Demoyu bu kadar sevmemin sebeplerinden biri, sadece zombilerle savaşmakla sınırlı kalmayıp hayatta kalmanın her yönünü detaylı bir şekilde ele alması.
Karakterlerin açlık, uyku ve moral ihtiyaçlarını dengelerken stratejik kararlar vermemiz gerekiyor; bu da bana gerçek bir hayatta kalma mücadelesi verdiğimizi hissettirdi. Yine de oyun için son sözlerimi tam sürüme saklıyorum. Ancak şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, 2025 yılının en çok konuşulan oyunlarından biri olacağı şimdiden belli gibi.
Oyun incelemeleri için temel kriterlerimizi merak ediyorsanız,
İnceleme ve etik politikamıza göz atabilirsiniz.